Üniversitesi’nde CIP101 isimli saha dersi zorunludur. Toplumsal Duyarlılık Projesi açılımlı bu dersin odak noktasında çocuklar, yaşlılar, engelliler, hayvanlar, çevre, sağlık var ve bu projelerden biri seçilebiliyor 🤓 2 sene boyunca (gönüllü olarak da) Kayışdağı Darülaceze’ye yaşlılarla sohbete gittim. Öyle güzel anılar biriktirip öyle güzel insanlarla tanıştım ki sonrasında annemi de götürdüm. Tek üzücü yanı her gittiğinizde içlerinden birinin eksilmesi oluyordu 💔 Kimsesizliği ilk orada...
Son Yayınlar
2 Days, 1 Night (2014)
Zor günlerde, doğal afetlerde, karda kışta veya çevremizde gördükçe birlik olma duygumuz artıyor 💜 Çoluk çocuk demeden, yaşlı genç ayırt etmeden, her türlü canlıya destek olmak için kenetleniyoruz 👍🏼Bu konuda sosyal medyanın rolü ayrıca mutlu ediyor 🤗 Peki, size kritik bir sorum var: Her kuruşu hesaplayacak kadar zar zor geçiniyorsunuz. Yıl sonunda 1.000 Euro prim alacaksınız. Lakin şirketiniz zor durumda; ya hepinize prim verilecek ya da ekibinizden biri işten çıkarılacak. Sonuç tamamen size ait...
Brene Brown: The Call to Courage (2019)
Anneliğimin ikinci senesinde ciddi anlamda tükenmişlik hissettim. Çocukluktan kalan üstü tuzla kapanmış yaralar, 7/24 evlatla tek başına ilgilenmek, iş hayatından uzaklaşmak, sosyalleşememek, büyük ailenin problemleri üst üste gelince “imdat” düğmesine bastım 🆘 Sonrasında yüklerimi tek tek sildim, attım, bağışladım, çıkardım, telefonu sessize almaya başladım 🤫 Siz deyin sadeleşmek ben diyeyim yolumu bulmak. Hala devam eden sürecim, gönüllü karantinada hep evde olmama rağmen çoğunlukla sakin...
Limitless (2011)
“Beynimizin sadece %10’unu kullanıyormuşuz” bilgisiyle büyürken “Acaba hepsini kullansaydık nasıl olurdu?” diye çokça hayal etmişizdir 💭 Tabi hayaller yaştan yaşa, karakterden karaktere, kadından erkeğe, kültürden kültüre değişir. 10 sene önceki cevaplarımla şimdikileri kıyaslayınca kahkaha atıyorum🙈 Peki, beyni sadece daha fazla para için mi kullanırsınız? Bu sizi tatmin eder mi? Hadi 10 yıl sonra tekrar seyrettiğim Limit Yok ile cevabı görelim 📽 Özel ve iş hayatında başarısızlıkları...
City of Joy (2016)
Fiziki de olsa mecazi de olsa çelme takılınca tökezliyoruz, ittiklerinde yuvarlanıyoruz, vurduklarında düşüyoruz ama bir şekilde ayağa kalkıyoruz ✌🏼 Herkesin tecrübesi, travması, çöküş hikayesi farklıdır tıpkı bunların derecesi gibi 🤷🏻♀️ Çok şükür tökezlediğimde elimden tutan annem ve iki abim vardı ve hala varlar 🙏🏻 Sonrasında canım Onur elimi hiç bırakmadı 💜 Şimdi de 4 yaşındaki kopyası peşimi bırakmıyor 👦🏻 Üzgünken bile “Merak etme anne, yanındayım” deyip...
Split (2016)
Psikopat, şizofren, deli, kafasız, dengesiz gibi sayısız kelimeyi ne kadar kolay dilden çıkarıp savurabiliyoruz 🤦🏻♀️ Söylenip geçilen ama aslında bunların hepsinin psikolojide yerinin olması ne kadar üzücü bir durum 😔 Tabi üzücü olan gerçek anlamını bilmeden veya bahsettiğimiz kişilerin gerçek durumunu düşünmeden sarf etmemizdir. “Neden, nasıl?” demeden eleştirdiğimiz, önyargıların dibini sıyırdığımız, korktuğumuz veya kaçtığımız, yol göstermek veya yol vermek varken...
7 Years in Tibet (1997)
“Hayatının dönüm noktası nedir?” diye sorulsa “Annelik” cevabını veririm. Katı düşüncelerimi törpüleyen, hayırları evete çeviren, kendi hayatımı istediğim gibi yaşayamazken annelikle beraber tamamen hayatımdan feragat ettiren, sabrımın taştığı anda gülüşüyle “Oy seni verene kurban olurum” dedirten, gelecekle ilgili beklentim olmazken onla daha sağlıklı, daha uzun ömür dileyen birine döndüm ♻️ Birçok annenin bu konuda benle aynı fikirde olduğuna inanıyorum. Bir dönüşüm hikayesinin...
Heal (2017)
Korku ve saygı odaklı büyütüldüğümden hep bir “Aman!” hali içimde barınır; kalıntılarını hala temizliyorum 🧹 Sebep olduklarıysa şöyle: Yaş ilerledikçe tükenen sabır, vücut yorgunluğu, mide rahatsızlığı 🤦🏻♀️ “Aman onu kırmayayım, aman büyüktür, aman sen kızsın, aman sen gelinsin, aman büyüklük sende kalsın, aman sen sus” diye diye kronik farenjit ve kronik gastrit oldum 😨 2017-2018 yıllarında ayda 2 kutu antibiyotik tükettiğim zamanlar oldu. 7-8 doktor değiştirdim, detaylı...
The Secret In Their Eyes (2009)
Günler, haftalar, yıllar önce yaşadığınız bir olay içinizde uhde olarak hiç kalıyor mu? “O anda şunu söyleseydim, onu değil de bunu seçseydim, bir kız kardeşim olsaydı, daha erken anne olsaydım ya da işi bırakmasaydım, o bölümü değil de diğerini seçseydim ne olurdu?” gibi cümleler zaman zaman aklımdan geçiyor 👀 Hiçbiri pişmanlık için sorgulanmıyor tabi ama bazen çaresiz kaldığınızda bir suçlu veya sebep aramak istersiniz ya, benimki de o hesap 🤷🏻♀️ Neyse ki benimkiler vicdanımı...
The Toys That Made Us (2017)
Celil Ediz’e çok oyuncak aldığımız için eleştiren anneme, “Sen de bana çok oyuncak alıyordun.” deyince bir daha ses çıkarmadı 🙈 Şimdiki kadar alternatif olmasa da oyuncağa doyan şanslı çocuklardandım 🙏🏻 Aynı güzelliği gücümüz yettiğince çocuğumuzun da yaşamasını istiyoruz. Şu anki favorisi LEGO! İnce motor ve düşünme becerilerinin gelişmesine mi sevinsem, giden paraya mı üzülsem bilmiyorum 🙄 Peki, bir Barbie hayranının araba (Hotwheels’a da bayılır) ve LEGO’larla boğuşması...