Bir çocuğun hayatında en büyük şansı ailesidir 👪 Maddiyatın önemi yadsınamaz ama sevgi dolu ailede büyümenin tüm yaşamanı nasıl olumlu etkilediğini yüzlerce örnekle anlatabiliriz. Okuduğum sayısız ebeveyn kitaplarındaki ortak fikir şu: Çocuğa sınırsız sevgiyi hissettirin 💜 Tecrübelerimi de katarak bu yolda ilerlemeye çalışıyorum. Fazla sevgi kimine göre şımarıklık diye algılansa da umursamıyorum 👊🏼 Aldığım sonuçlar başta Celil Ediz’i sonra beni fazlasıyla mutlu ediyor 👩👦...
Arşiv - Şubat 2021
Dead Poet Society (1989)
Celil Ediz oyun grubuna başladığında en büyük endişem öğretmenini sevip sevememesiydi 👩🏻🏫 Birkaç kez öğretmenine bakışını yakaladım: Hayranlıktan öteydi ve beni çok mutlu etti 🤗 Ben bu konuda şanssızdım 😏 Üniversiteye kadar hayatımı değiştirecek, ona yön verecek biri olmadı. Gerçi ezberci eğitim sisteminde ne kadar olurdu, tartışılır. Tıpkı Dead Poets Society’deki gibi 📽 Sene 1959, Welton Erkek Lisesi! Çok disiplinli okula yeni edebiyat öğretmeni gelir: John Keating. “Carpe...
Good Will Hunting (1997)
Celil Ediz’le en büyük hayallerimden biri annelik sıfatını ara sıra vestiyere takıp onla arkadaşça sohbet edebilmektir 👩👦 Sohbet derken günlük yaşam değil; onun karakterini ortaya çıkaran ve hayalleriyle ilgili sohbetlerden bahsediyorum 👊🏼 Hani İstanbullu Gelin’deki psikiyatr İdil Hanım ve Adem gibi, hani Good Will Hunting’teki Sean ve Will gibi! Tamam, uzmanlığım yok ama anneliğim var; doktoru değilim ama arkadaşı olabilirim 💜 O zaman neden haftanın en güzel filmi Good Will Hunting olmasın...
Gravity (2013)
Kaliteli ve reytingi yüksek filmlerin çoğu dramdan geçiyor. Seçtiğim filmlerin dram ağırlıklı olmasının sebebi budur. Lakin evde çoluk çocuk, sorumluluk derken dram dışında türlere meyleden anneler için son iki haftadır alternatifleri çoğalttım 🤓 Fantastik komedi, romantik komedi, dram komedilerle yumuşak geçiş yaptığıma göre bilimkurguyla devam edebilirim 👍🏼 Sinemada 3D özelliğiyle izlediğimde büyülendiğim, bu hafta tekrar seyrettiğimde ise etkisini koruduğunu gördüğüm Gravity, bilimkurgu...
Küçük Kıyamet (2006)
Annelikle beraber üstüme yapışan kötü ihtimaller silsilesi zaman zaman kabusum oluyor 🙄 15 Temmuz gecesinde henüz 90 günlük bebekle ne yapacağımızı şaşırdığımızı asla unutamam 😔 Evde yeteri kadar bez var mı, küçük bir çanta hazırlasak mı, uyanırsa ne yaparız, ülkeye ne olacak, nasıl bir dünyada büyüyecek diye diye sabahı sabah ettik 😧 Çok şükür korkulan olmadı 🙏🏻 Ama o ihtimaller hep aklımda çünkü yaşasın annelik vicdanı 🤷🏻♀️ İlk izlediğimde bekar olduğum Küçük...
Ruby Sparks (2012)
Hayalimizdeki insanın özelliklerini kafamızda uzun uzun listeleriz. Herkesin kriteri farklı olsa da onların toplamını tek insanda bulmak çok zor 🤷🏻♀️ Hadi bulduk diyelim; ilişki içindeyken zaman ilerliyor, hayat koşulları değişiyor, düşünceler gelişiyor ve o beraber olunan insanın “ilk” hali kalmıyor. Tıpkı sizin gibi! Sonra ilişkilerde en ufak şey bile göze batıyor: Elinden telefon düşmüyor, evvelinden beri planlı olmanız yıllar içinde rahatsız ediyor, başta kabullenilen hobiler zamanla...
To All The Boys I Loved Before (2018)
30lu yaşlara gelip evli çocuklu olunca lise ve üniversitede keyifle izlediğim romantik komedilere pek yer vermemeye başladım 🙄 Buna elbette yaşanmışlıklar, zamanı daha değerli harcama isteği, filmlerden beklentiler de sebep oldu. O günleri bugünkü Fatma’yı ortaya çıkardığı için seviyorum 💜 Netflix’in en iyi filmler listesinde gördüğüm To All the Boys I’ve Loved Before’u da o eski günleri, gençliğimi özlediğim için izleyip sizle paylaşmak istedim. Tabi, içerik yazacak kadar kaliteli olduğuna...
The Intouchables (2011)
Kendimizi, sevdiklerimizi koruma içgüdüsüyle veya büyüklerden görüp öğrendiğimiz için maalesef zaman zaman sınıf ayrımı yapıyoruz 👀 Hadi kabul edelim, bazen bir bakış veya bir mimikle dahi sosyal ve kültürel farklılıklarla bu ayrımı yapmışızdır. Peki, bizim ufaklıklara bunun yanlışlığını en doğru şekilde nasıl öğretiriz 🧐 Herkese kucak açmak, herkesi sevebilmek çok zor. Gene de önyargıları azaltarak, karşımızdakini anlamaya çalışarak, bakış açımızı azıcık genişleterek örnek...
Capernaum (2018)
Anneliğimle ilgili sayısız eleştiri ve sıralanan tavsiyeler hala devam ediyor 🤦🏻♀️ Bazıları daha elle tutulur cinsten çünkü en azından yaşanmış; kendi hayatı doğrultusunda ahkam kesiyor. Ya tecrübe edinmeden, araştırmadan sadece çevreden duyarak bilgiçlik taslayanlara ne demeli? Cahil cesareti mi, cüretsizlik mi 🙄 Peki, biz de bunu zaman zaman başka konularda yapıyor muyuz? Mesela geçim derdi olmasına rağmen sayısız çocuk yapanları eleştirmiyor muyuz? Şahsen 2. çocuk için hala kararsızken...
Wall-E (2008)
Anne babalığı tatmaya başladığımızdan beri tüketim çılgınlığı içindeyiz 😳 Doğmadan bebek odası mobilyaları, kıyafetleri; doğduktan sonra bolca bebek bezi ve ıslak mendilleri; aylar ilerledikçe “bir alan bir almayan pişman” modunda sonsuz oyuncak alternatifleri maddi manevi hem aileyi hem evin kendisini yoruyor 💰 Tamam; mobilyalar, kıyafetler, oyuncaklar bağış yapılıyor ama varlıkları bile stres kaynağı olabiliyor 💨 Daha iyisi, kalitelisi, organiği, işlevseli diye diye alışveriş girdabından...