
The Time Traveler’s Wife
Corona virüsü sayesinde zaman kavramını ülkece ve hatta dünyaca kaybetmek üzereyiz. “Şu kadar süredir evdeyim” mesajları artık yerini “Kaç gündür evdeyiz, hatırlamıyorum”a bıraktı. Gene de sağlığımız, sevdiklerimiz ve herkes için yapabileceğimiz tek şey bu tabi. Ama bu psikolojik baskı içinde insan ister istemez ya geçmişe gidip güzel günleri yad ediyor ya da gelecekteki “özgür” günlere ışınlanma hayali kuruyor. Şu zaman yolculuğunu teknolojik gelişmeden öte sadece nefes almak için istiyorum, en azından günde 1 saat! Olmaz mı sizce? Ya olduran varsa, hem de en romantiğinden! İşte karşınızda Zaman Yolcusunun Karısı
Oldukça nadir bir genetik bozukluğa sahip olan Henry, istemsizce kendi hayatının farklı dönemlerine gitmektedir. Bir yolculuğundaysa gelecekteki eşi Clare’in 6 yaşındaki haliyle tanışır. Aradan yıllar geçtikten sonra tekrar karşılaşıp evlenirler. Peki, güven üstüne kurulan ilişkide asıl yük kimdedir? İstemsizce yolculuk yapan Henry’de mi yoksa yıllarca yokluğuna sabır gösteren ve yalnız kalan Clare’de mi?
Yapımcılarından biri Brad Pitt olan kitap uyarlaması filmin konusu bilimkurgu ağırlıklı görünse de romantizm tarafı öyle ağır basıyor ki ne mantık hatalarına bakıyorsunuz ne de kurgudaki aksamalara! Rachel McAdams karakter olarak çok baskın ve başarılıdır. Zaman yolculuğu yapan Eric Bana bundan ötürü epey arkada kalıyor ve bu sizi hiç rahatsız etmiyor. Daha önce yazdığım “About Time” filmiyle sürekli kıyaslanan ama yaş olarak daha büyük olan Zaman Yolcusunun Karısı, finalinde gözyaşlarını pıt pıt akıtıyor. Bu dönemde kafa dağıtmak için birebir. Tabi eşle izlerken tribe giremezsiniz çünkü burada tüm fedakarlığı kadın yapıyor 😀 Kodu PG13 olsa da romantik sahneler (!) var. Tür olarak bilimkurgu mu fantastik mi diye çıkmazlar var ama Corona’dan sonra bunun bile yaşanma ihtimali olduğuna inanıyorum! Netflix’te var. IMDb 7.1, 107 dakika, türü bilimkurgu-romantik-dram